bellek yanilgisi nedir

Bellek Yanılgısı: Yanlış Anılar!

Anılarımızı Neden Yanlış Hatırlarız?

Ya hatırladığınız şeylerin birçoğu yalansa? Evet, evet, anılarınızın, geçmişinizin ve tecrübelerinizin bazılarının kendi kendinize söylediğiniz bir yalandan ibaret olduğunu söylesem size, ne düşünürdünüz? Bellek yanılgısı kavramı işte tam da bu noktada devreye giriyor. Bellek yanılgısı, belleğinizin içinde bulunduğunuz duruma ve düşüncelerinize göre sürekli kendini güncellemesi durumu. Yani belleğiniz içinden istediğiniz zaman sürekli aynı bilgileri aldığınız bir depolama birimi değil. Aksine, dinamik bir yapı ve duyduğumuz, gördüğümüz şeylere göre kendini sürekli güncelliyor.


Müzikten 10 Kat Keyif Almak: AKIŞTA MÜZİK!


İnsanlar genel olarak hatırladıkları şeyler konusunda bir hayli özgüvenlidirler. O zaman bu özgüvene bir meydan okuyalım ve bir oyunla başlayalım. Bakalım belleği nasıl kolayca yanıltılabiliyoruz.

Şimdi ben size bazı kelimeler sayacağım ve bakalım bu kelimelerin kaçını hatırlayacaksınız. Videonun sonunda, bu kelimelerle ilgili size üç tane soru soracağım. Bakalım belleğiniz sizi yanıltacak mı? Hazırsanız başlayalım.

bellek yanilgisi kelime oyunu dinginyasam

Masa, Yumuşak, Ahşap, Oturak, Çalışma Masası, Minder, Bacaklar, Kol, Dinlenme, Koltuk, Divan, Tabure

Şimdi isterseniz, bellek yanılsamaları ile ilgili bazı deneylere göz atalım ve soruları videonun sonuna bırakalım.

bellek yanilgisi Elizabeth Loftus dinginyasam

Bellek yanılgısı konusunda Amerikalı bilişsel psikolog ve bellek uzmanı Elizabeth Loftus bir deney yapıyor. Bu deneyde iki ayrı gruba ayrılmış deneklere bir trafik kazası gösteriliyor. İlk gruba “araçlar birbirine bindirdiklerinde hızları kaçtır” sorusu soruluyor. Diğer gruba da “araçlar birbirine çarptıklarında hızları kaçtır” sorusu soruluyor. Aynı kazayı izlemelerine rağmen, “bindirme” kelimesini duyan denekler, araçların hızlarını çok daha yüksek olarak tahmin ediyorlar.

bellek yanilgisi deneyleri Elizabeth Loftus dinginyasam

Yine benzer bir deneyde psikolog Elizabeth Loftus deneklere bir arabanın karıştığı başka bir kaza gösteriyor. Ve aynı anda ekrandan bir de araba geçiyor. Yine iki gruba ayrılan gruplardan birine, “kaza sırasında arkadan geçen mavi arabanın üzerinde bir kayak takımı var mıydı” diye soruluyor. Diğer gruba da herhangi bir renk belirtmeden aynı soru yöneltiliyor. Mavi araba sorusu sorulan deneklerin kendinden daha emin bir şekilde mavi araba gördüklerini ve onun üzerinde bir kayak takımı olup olmadığını iddia ettikleri görülüyor. Oysa işin ilginç yanı, kaza görüntüsünde arkadan geçen araba “yeşil”.

bellek yanilgisi deneyi sosyal hayvan Elizabeth Loftus dinginyasam

Ne kadar ilginç değil mi? Geçen araba yeşil olmasına rağmen, mavi araba sorusu sorulan denekler, belleklerini bir şekilde manipüle ediyor ve mavi arabayı hatırladıklarını düşünüyorlar.

Yani, belleğimiz, başkalarının söylediklerinden, duyduğumuz şeylerden ve gördüklerimizden sürekli etkilenerek, kendini güncelliyor. Yani anılarımız sabit değil, ara ara bakış açımızca değiştiriliyor.

Peki, en fazla anıyı hangi yaşlarda depoluyoruz dersiniz? Bir tahmininiz var mı? 10’lu, 20’li, 30’lu yaşlar mı? Yoksa hayata gözlerimizi açtığımız bebeklik ve çocukluk dönemleri ya da daha olgunluk dönemlerimiz mi?

İnsanların çoğu, ilk 5 yaştaki anılarını pek hatırlamaz. 5 ve 10 yaş arasında, anılar depolanmaya başlar. Ve en yüksek seviyeye de 20 ‘li yaşların başlarında ulaşır. Yani, sahip olduğumuz anıların büyük çoğunluğu ergenlik dönemimiz ve 20 ‘li yaşlara ait. Diğer bir deyişle, kişiliğimizin oturduğu dönemler bu konuda tam da pik noktası. Bu da kültürden kültüre değişebiliyor. Genel olarak kadınlar 13-14 yaşlarında, erkeklerse 15-18 yaşlarında ergenlik dönemine giriyorlar. Bu da kadın ve erkek arasında anı depolanması konusunda bir fark yaratabiliyor.

Sadece yaş aralığı değil, aynı zamanda kültürler arasındaki fark da depolanan anıların şeklini değiştirebiliyor.

Örneğin Çin gibi doğu toplumları daha çok anıların sosyal tarafını yani insan ilişkileri tarafını depolarken, Amerika gibi bireysel toplumlar, anılarında daha bireysel tonlara yer veriyorlar.

Yaş, kültür farkına bir de duyularımızın yanılsamaları eklenince, bellek yanılgısı kendini iyice gösteriyor. Algısal becerilerimizin, duyularımızın hepsi zaten biraz kusurlu. Hepsi, kolaylıkla aldanabiliyor. Dolayısıyla, daha başlangıçtan itibaren, kaydedilen anılar hatalı olarak kaydedilebiliyor. Yani belki de sizden hoşlanmadığını düşündüğünüz o kişi, o gün kötü bir gün geçirmişti ve size davranışları da size özel değil, onunla ilgili bir durumdu. 

Anılar kaydedilirken olduğu gibi, zaman içinde de sapmalara uğrarlar. Mesela, kendimiz hakkındaki düşüncelerimize göre, anılarımızı sürekli yeniden kurgulama yoluna gideriz.

Örneğin çocukluğumuzda mutsuz olduğumuzu düşünüyorsak, ailemizle geçirdiğimiz güzel anıları görmezden geliriz ve zamanla bu anıları unuturuz. Gittikçe de bu anılar kaybolur ve biz kendi kendini doğrulayan fakat temelde yanlış olan anılar içinde kalırız. Burada yaptığımız anıların depolanmasından ziyade, anılarımızı kendi şemalarımıza göre yeniden düzenlemektir.

Aslında burada kişiler anıları hakkında yalan söylemezler. Sadece yanlış anımsarlar.

Bu konuda, Elizabeth Loftus yine bir deney yapıyor ve bu deneyde, deneklere yakın bir akrabası eşlik ediyor. Bu akraba, deneklere geçmişten bir olay anlatıyor ev denekler bu olayı hatırladıklarını savunuyorlar. Ve hatta, daha fazla detaylarla süslüyorlar. Fakat iş birlikçi akraba, aslında hiç olmamış bir olayı anlatıyor deneklere.

bellek yanilgisi deneyleri 3 Elizabeth Loftus dinginyasam

Özetle, bilişsel olarak biraz cimriyiz. Bu da bize, dünyanın biraz çarpıtılmış bir görüntüsünü sunuyor.

Yani olayları olduğu gibi değil, olduğumuz gibi görüyor, öyle de depoluyoruz. Sonrada başka etkenlerle, bu depolamayı sürekli güncelliyoruz.

Şimdi gelelim, videonun başında saydığımız kelimelere. Bakalım bu kelimeleri ne kadar hatırlıyorsunuz?

Saydığımız kelimeler arasında, masa var mıydı?

Peki tabure var mıydı?

Bu kelimeler arasında sandalye var mıydı?

Araştırmacı ve bilim insanı Roediger ve McDermott ‘un yaptığı deneyde olduğu gibi, bu soruların ilk ikisine evet yanıtları gelmesi muhtemel. Çünkü listenin başındaki ve sonundaki kelimeler bunlar. Fakat işin ilginç yanı, büyük çoğunluğun sandalyenin de bu listede olduğunu söylüyor olması. Peki sandalye gerçekten bu listede var mıydı, isterseniz gelin listemizi tekrar gözden geçirelim ve bakalım sandalye bu listede var mıymış?

bellek yanilgisi kelime oyunu dinginyasam

Masa, Yumuşak, Ahşap, Oturak, Çalışma Masası, Minder, Bacaklar, Kol, Dinlenme, Koltuk, Divan, Tabure

Ee.. Burada sandalye nerede?

İşte belleğimizin bize oyun oynadığı nokta tam da burası. Burada saydığımız ilgili kelimeleri gördüğümüzde, sandalye kelimesinin de orada olduğunu düşünüyoruz. Yani belleğimiz sandalye kelimesini de çaktırmadan oraya ekliyor. Bu da bize gösteriyor ki, belleklerimiz geçmişten bilgi depolarken gerçekten gördüğümüz şeyler ve gördüğümüzü düşündüğümüz şeylerden bir kolaj yapıyor.

Böyle küçük bir deneyde bile, bir yanılma payınız varken, kim bilir geçmişten depoladığınız hangi anıları, kendinize göre düzenleyerek depoladınız ve belleğinizi yanılttınız. Şimdi isterseniz bir düşünün. Hatırladığımız anılar ne kadar ve kime göre doğru?

Gökhan Kösem

Kaynak:

  • Sosyal hayvan, Sosyal Biliş, Elliot Aronson

Buna Da Bakın

anksiyete nasil gecer anksiyete nasil yenilir dinginyasam.com 1

Anksiyete Nasıl Geçer? Anksiyete Nasıl Yenilir?

Anksiyete nedir, kaygı bozukluğu nedir, anksiyete belirtileri nelerdir gibi soruları önceki anksiyete yazımızda yanıtlamıştık. Peki …

anksiyete nedir kaygi bozuklugu nedir www.dinginyasam.com

Anksiyete Nedir? Kaygı Bozukluğu ve Anksiyete Belirtileri

Anksiyete, diğer bir adıyla kaygı bozukluğu, birçok insanın yaşamını olumsuz etkileyen önemli bir psikolojik rahatsızlık. …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir