Dingin Yaşam Gnothi Seauton | Kendini Bil
Bu Yazıda Neler Okuyacaksınız?
Şems-i Tebrizi ‘nin En Sevilen Sözleri
Şems-i Tebrizi miladi 1185 yılında İran Tebriz ‘de doğmuş, tasaffuvun en önemli isimlerindendir. Mevlana ‘nın gönül dostu, sohbet şeyhi olan Şemsi Tebrizi, sözleri ile de hayatımıza ışık tutmaktadır. Bu yazıda, hayatımıza ışık tutan bu şemsi tebrizi sözleri nden bazılarına yer vereceğiz. İşte şemsi tebrizi ve 11 şemsi tebrizi sözü. Bu yazıdan sonra, Mevlana sözlerine de göz atabilirsiniz.
Hayata bambaşka bir gözle bakmanızı sağlayacak, Leonardo Da Vinci Sözlerine de göz atabilirsiniz!
“Bazen, ağlamak gerekir açılmak için. Bazen, anmak gerekir anılmak için. Bazen de susmak gerekir duymak için.”
Hayat bazen zıtlıklarla sunar nimetlerini bize. Hep mutlu olmaya çalışırız ama diğer duyguların da bize kattığı şeyleri göz ardı edebiliriz. Örneğin ağlamak her ne kadar olumsuz gibi dursa da, aslında bizi açan, dertlerimizi hafifleten bir eylem. Yani, her ne kadar zıt gizi gözükse de, bizi rahatlatan bir şey ağlamak.
Bazen hep karşıdan bekler, hep bize yapılmasını isteriz. Oysa bizim de karşımızdaki insan için bir şeyler yapmamız gerektiği aklımıza gelmeyebilir bazen. İşte bu noktada şemsi tebrizinin bu sözü öne çıkıyor. Karşıdan beklemektense, harekete geçmek gerekiyor. Sizi birisi aramıyor mu, siz arayın. Davet mi edilmiyorsunuz bir yere, siz davet edin.
Ve sonuncu adımda da , sessizliğin ve dinlemenin önemine vurgu yapıyor Şemsi Tebrizi. Yani duymak için öncelikle konuşmanın zıttı olanı yapmalı, susmalı ve dikkatle dinlemeliyiz karşımızdaki insanı. Şemsi tebrizi sözlerinden bu sözde işte bu noktalar vurgulanmış.
“Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme. Nereden bilebilirsin hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?”
Bazen, şu başıma gelirse dünyam yıkılır, mahvolurum diye düşünür insan. Oysa kimi yıkımlar, büyük güzelliklerin de başlangıcı olur dünyada. Hiçbir zaman başa gelen bir felakete, dünyanın sonu olarak bakmamalı insan. Çünkü o dünyanın sonu olarak gördüğü noktadan, kim bilir nasıl bir şekilde filizlenecek ve dünyaya bambaşka bir gözle bakacak.
Örneğin işten çıkarıldınız. O ana dek size çok zor gelebilir böyle bir durum. Eğer beni işten çıkarırlarsa ne yaparım, nasıl geçinirim, faturalarımı nasıl öderim diye düşünebilirsiniz. Ama bir bakarsınız ki, böyle bir olay, zaman sonra size bambaşka fırsat kapıları aralamış ve normalde göremediğiniz farklı iş imkanlarını gözlerinizin önüne sermiş. Şemsi tebrizi sözlerinden belki de en anlamlılarından biri olan bu sözü, hayatınızın merkezine koyduğunuzda, artık başınıza gelen kötü şeyler sizler için sadece üzüntü olarak gözükmez. Bir öğretici, bir başlangıç ya da bir sınav gibi gelir size.
“Hayat bu! Bir bakarsın her şey bir anda, Son bulur. Hayat bu! Son dediğin anda her şey Can bulur!”
Dünyada beklemediğimiz anlarda beklemediğimiz şeylerle karşılaşabiliriz. Bir noktada herşeyin bittiğini düşünürken, bir de bakarız ki, bambaşka bir yerden filizlenmişiz. Hayat bir taraftan bizden alırken, bir taraftan da bize vermiş. İşte şemsi tebrizinin sözlerinden bu söz de, bize tam da bunu anlatıyor. Bu yüzden, hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmamalı ve hayatın bize neler sunacağını sabır ve umutla beklemeliyiz.
“İnancın büyük olsun, ama inancınla büyüklük taslama.”
İnanmak güzel şey. Fakat bu inancı bir övünme aracına çevirmek bir o kadar kötü. İnsan inancı ile kendini büyük gördüğünde, aslında o inancın temelini kavrayamadığını da dünyaya ilan ediyor bir bakıma. Çünkü, gerçek manada inanan insan büyüklenmez ve kendini dev aynasından görmez.
“Kendini ancak bir başka insanın aynasında tam olarak görebilirsin.”
İnsan kendiniz kolay kolay tanıyamaz. İnsanın kendisi sorgulamaya ve tanıyabilmeye başlaması için, büyük travmalar yaşamış olması gerekiyor. Aksi takdirde, böyle bir farkındalığın gelmesi oldukça zor.
Hemen hemen bütün dinlerde ve öğretilerde, “kendini bilmek” deyimi kullanılır. İnsanın kendini bilmesi, kendini tanımasıdır. Bunu da en güzel şekilde, başka insanları gözlemleyerek ve kendini başka insanlara sorarak yapabilir.
Kendinizi tanımayı istiyorsanız, etrafınızdaki insanlara kendinizi sorun. Basit bir örnek vermek gerekirse, en yakın on kişiye kendinizi beş kelime ile tanımlamalarını söyleyin. Duyduklarınız karşısında şaşıracak, sevinecek belki de kızacaksınız. Ama bu tanımlamaları detaylı olarak düşünürseniz ve üzerinde çalışırsanız, göreceksiniz ki, kendi kendinizi o kadar da iyi tanımıyorsunuz. Ve işte bunu kavradığınızda da kendini bilme süreci başlayacak.
“Sabretmek, öylece durup beklemek değil, ileri görüşlü olmaktır. Sabır nedir? Dikene bakıp gülü, geceye bakıp gündüzü tahayyül edebilmektir.”
Sabır en büyük meziyetlerden biri. İnsan sabrederse, bu sabrının sonunda mutlaka hedefine ulaşır. Fakat sabır gerçekte nedir? Sabır, sadece beklemek değildir. Beklemek yerine o süreç boyunca kendini gelecek konusunda motive etmek ve gelecek güzel günlerin veya şeylerin farkında olabilmektir. Ancak bu şekilde bir sabır ve motivasyonla, insan amacına ulaşabilir. Şemsi tebrizi sözlerinden bu söz de, bize bunu vurguluyor.
“Sükutun da sesi var ama onu anlayacak yürek lazım.”
Sessizlik aslında en güzel ve en etkili tepkilerden biri. Fakat bunu anlayabilecek insanın da en azından belli bir yeterliliğe ve karaktere sahip olması gerekir. Sessizliğinizden anlayan insanlar varsa etrafınızda, onlar sizi için çok kıymetli insanlardır.
“Sözü süz de söyle, gönlü bulandırmasın. Sözü diz de söyle, kulağa inci diye takılsın. Sözü yüze söyle, gıybet olup utandırmasın.”
Şemsi tebrizi sözlerinden bu söz, konuşmanın ve söz söyleme sanatının inceliklerinden bahsediyor. Konuşmamızın berraklığından, saflığından, temizliğinden ve içeriğinin doluluğundan bahseden bu söz, aynı zamanda da gıybetin ve dedikodunun kötülüğüne de dem vuruyor.
“Bir şey yap. Güzel olsun. Çok mu zor? O vakit güzel bir şey söyle. Dilin mi dönmüyor? Güzel bir şey gör. Veya, güzel bir şey yaz. Beceremez misin? Öyleyse güzel bir şeye başla. Ama hep güzel olsun. Çünkü her insan ölecek yaşta. Geç kalmayasın…”
Yaptığımız şeyler bize daha fazlasıyla geri döner hep. Çünkü bilinçaltımızı doldurduğumuz bu şeyler, gelecekte de peşimizi bırakmaz ve farklı tezahürlerle hayatımızda olur hep. Kötülük yaparsak kötülük, güzellik yaparsak güzellikle yolumuza devam ederiz. Şemsi tebrizi sözlerinden bu söz de bize, bunu gösteriyor.
Eğer sürekli güzellikler katarsan hayatına, küçük de olsa bir katkı sağlarsan güzel olan, hayatın da hep güzel olur. İyi şeyler bu şekilde karşına çıkar hep. O yüzden, iyilik ve güzellik yapmaya geç kalmamak, bir an önce hayatımızı bu yönde değiştirmek oldukça önemli.
Olumlama terimi bir çok öğretide kullanılır. Olumlamaların da temelinde, bilinçaltını güzel düşümncelerle doldurmak ve kendimizi o yönde motive etmek, zihnimizi buna alıştırmaktır.
“Sevmeyene karınca yük, Sevene filler karınca. Dağı bile taşır insan, Aşık olup inanınca.”
Sevginin, aşkın ve inancın önemine vurgulayan bu söz ile Şems-i Tebrizi, bize bu duygularla insanın her türlü zorluğa göğüs gerebileceğiniz gösteriyor.
“Arza hacet yok, Halim sana ayandır. Dile gerek yok, Sessizliğim sana beyandır. Söze lüzum yok, Susuşum sana kelamdır. Kelama ihtiyaç yok, Aşk sana figandır. “
İşte mükemmel Şemsi Tebrizi sözlerinden biri daha. Bu sözü açıklamak bile bu sözdeki benzertmelere ve ifadelere sanki hakaret olacak gibi. O yüzden bu söz için bir açıklama yapmayalım isterseniz…
“İlim üç şeydir: Zikreden dil, Şükreden kalp, Sabreden beden.”
Şems-i Tebrizi bu sözüyle ilmi üçe bölmüş, ve üç maddede açıklamış. Zikir, şükür ve sabır. Bir insanda bu üçü varsa, ilim sahibi olacağını belirtmiştir.
“Sen ol da; İster yar’ ol, ister ‘yara’; Lütfun da başım üstüne, Kahrın da.”
Yine çok güzel bir aşk cümlesi Şems ‘ten. Sevgiliden gelen her şeye varım diyor Şems bu sözüyle.
“Sadece niyet edin ve yolunuza devam edin. Kader niyete aşıktır. Çektiğiniz zahmet bir gün Rahmet olur.”
Şemsi Tebrizi sözleri nden en sevilen 11 sözü sizler için bir araya getirdik. Umarız bu sözler, sizin de hayatınıza ışık tutar ve hayatınzda bir fark yaratır.
