Carl Gustav Jung psikoloji biliminin en önemli isimlerinden biridir. 26 Temmuz 1875 yılında İsviçre ‘de doğmuş ünlü İsviçreli psikiyatr, Sigmund Freud ve Alfred Adler ile birlikte Derinlik psikolojisinin üç kurucusundan biridir. Kendisi de Analitik psikolojisinin kurucusu olan Carl Gustav Jung sözleri ile de döneminde olduğu gibi günümüzdeki insana da ışık tutmuştur.
Alanında birçok kitap yazan Carl Gustav Jung, birçok psikoloji terimini de bu bilime kazandırdı. Arketip, anima, animus, bilinçdışı,içe dönük ve dışadönük terimleri bunlardandır. Sigmund Freud ile birlikte, toplumsal bilinçaltı alanında da çalışmalar yapmıştır. Carl Gustav Jung, klinik çalışmalarına ek olarak toplumsal, sanatsal, dinsel konuları da incelemiştir. Psikanaliz çalışmalarında astrolojiden de yararlanmıştır.
O zaman vakit kaybetmeden Carl Gustav Jung sözleri nden 24 üne birlikte göz atalım.
Erich Fromm ‘un Sevgi üzerine tespitlerinin yer aldığı yazımızı da okuyabilirsiniz.
Sigmund Freud ‘un ders niteliğinde 25 sözüne yer verdiğimiz yazımızı da okuyabilirsiniz.
Carl Gustav JUNG’un En Önemli Sözleri Youtube Videomuz:
Bu Yazıda Neler Okuyacaksınız?
1. “Görüşünüz ancak yüreğinizin içine baktığınızda berraklaşır. Dışa bakan düş görür, içe bakan uyanır.”
Carl Gustav Jung sözleri nden bu söz, insanın kendi içinde derinleştikçe uyanacağını ve kendini bulacağını vurguluyor. İnsanın kendini keşfetmesi için, hayatın içindeki koşturmacasından biraz geriye çekilmeli ve kendi içine odaklanmalıdır. Çünkü, kendisiyle baş başa kalan insan, kendi üzerinde düşünmeye başlar ve hatalarını, yapması gerekenleri yavaş yavaş fark eder. Bu da, zamanla onun uyanmasını sağlar.
2. “Tüm akıl hastalıklarının temelinde, meşru acıları yaşamayı reddetmek yatar.”
Carl Jung ‘un bu sözü, bazılarımıza biraz sert gelse de, aslında temelinde “koşulsuz kabulün” önemine vurgu yapıyor. İnsanlar anlamlandıramadığı büyük acılar yaşadıklarından ve bu acıyı yaşayarak tüketmediklerinde ve dönüştürmediklerinde, bu acıların kalıcı travmalara yol açması çok muhtemel.
3. “Kimse bir başkasını yargılayacak kadar kusursuz değildir. Ama bazıları bu hakkı kendinde görebilecek kadar hadsizdir.”
İnsanın belki de en büyük günahlarından biri, yargılamak. Bir çoğumuz, karımızdaki insan hakkında detaylı bir bilgi sahibi olmamamıza rağmen, kısıtlı bilgilerle ve kendi ön yargılarımıza göre, o insanı yargılayabiliyor onun hakkında bir karara varabiliyoruz. Ve yargısız infaz yapıyoruz. Carl Gustav Jung‘un bu sözü bize bu büyük günahı hatırlatır. Hepimizin görünür ya da görünmez bir çok kusuru ve hatası var. Hal böyleyken, bu kusurlara kör bir şekilde, başkasında kusur görerek onları yargılamak, Jung’a göre biraz hadsizliktir.
4. “Hayatta en acıklı şey, bir insanın problemin kendinden kaynaklandığını görememesidir.”
Carl Jung Sözleri nden bu söz, insanın kendisine kör olduğunu bir kez daha vurguluyor. Yani, insan kendi hatalarına karşı kördür. Kendi hatalarını kolay kolay fark edemez. Bazen fark etse de kabul etmek istemez. Jung, burada bir problemin birinden kaynaklandığını ve o kişinin bundan habersiz olması durumunu oldukça acıklı görüyor. Çünkü, bu kişi içinden bulunduğu durumdan acı çekmesine rağmen, problemin kaynağının kendisi olduğunu göremiyor. Dolayısıyla, çözüm yanı başında olmasına rağmen onu arayıp duruyor.
5. “Düşünmek zor zanaattır. Bu yüzden çoğu insan sürüyü takip eder.”
İnsanlar çoğunluğu takip etme eğilimindedirler. Çünkü bireysel olarak hareket etmeleri için bir karar almaları ve ona göre hareket etmeleri gerekir. Bunun için de oldukça zahmetli bir işe girişmeleri, düşünmeleri gerekir. Jung’a göre insan, bu zahmete girmek yerine, kolay olanı seçme eğilimindedir. Yani, başkaları ne yapıyorsa onu yapma eğiliminde. Ama kalabalıklar, toplu hareket ettiklerinde, genelde yanlışı tercih ederler.
6. “Bilinçaltının farkında olmayan kişi, başına her geleni ‘kader’ zanneder.”
Kader kavramı farklı kültürlerde oldukça önemli bir kavram. Carl Jung bu sözüyle, kişinin bilinçaltında yatan şeylerin, kişiyi yönlendirdiğini ve insanın başına bilinçaltı alakalı şeylerin geldiğini vurgular. İnsan da, bilinçaltında yatan inançların farkında olmadığında, bunu kader diye geçiştirebilir. Oysa, bilinçaltının farkına varan ve oradaki problemleri gideren kii, artık oradan kaynaklanan olumsuz deneyimleri yaşamaz.
7. “Yalnızlık insanın çevresinde insan olmaması demek değildir. İnsan kendisinin önemsediği şeyleri başkalarına ulaştıramadığı ya da başkalarının olanaksız bulduğu bazı görüşlere sahip olduğu zaman kendisini yalnız hisseder.”
Carl Gustav Jung sözleri nden en acısı da bu söz belki de. Yalnızlığı genelde insanın diğer insanlardan fiziken uzakta olduğu ya da dışlandığı durum olarak algılarız. Fakat Jung bizimle aynı fikirde değildir. Jung’a göre, insan kalabalıklar içinde de oldukça yalnız olabilir. Eğer içinde bulunulan kalabalık, kişiye duygusal olarak uzaksa, fikirleri, hayalleri, umutları, o toplulukta önemsenmiyorsa, ne kadar insan olsa da etrafında, kişi yalnız bir insandır. Çünkü, her seferinde, bu ayrım yüzüne vurulur ve anlaşılmadığı gerçeği gözlerinin önüne serilir. Özellikle son yıllardaki yalnızlığımız, tam da Jung’un yalnızlık tanımına çok uyuyor.
8. “Eğer bir bireyi anlamak istiyorsam, ortalama insan hakkındaki tüm bilimsel bilgileri bir yana atıp, tüm teorileri gözardı ederek tümüyle yeni ve önyargısız bir tavır benimsemek zorundayım.”
9. “Doğduğumuz dünya çok acımasız, ama aynı zamanda ilahi bir güzelliği var. Anlamlı oluşunun mu, yoksa anlamsızlığının mı ağır bastığına karar vermek, insanın yapısına bağlı.”
10. “Başkalarında bizi rahatsız eden her şey, kendimizi tanımamızı sağlar.”
11. “Anlaşılmak mı istiyorsun? Kendini anla! O zaman yeterince anlaşılmış olursun.”
12. “Her şey oldukları şeye değil, sizin onlara bakışınıza bağlıdır.”
13. “Biz, bize olan şeyler değil, olmayı seçtiğimiz şeyleriz.”
14. “İçimizdeki karanlığı göze almazsak bütünlüğümüze asla ulaşamayız.”
15. “Bütün kaosun içinde bir evren, bütün düzensizliğin içinde gizli bir düzen vardır.”
16. “İnsanoğlu için en büyük tehlikenin açlık, deprem, mikroplar, kanser olmayıp, yalnızca insanın kendisi olduğu, göz kamaştırıcı bir açıklıkla ortaya çıkmaktadır.”
17. “Bilincimize çıkaramadığımız şey, hayatta karşımıza yazgı olarak çıkar.”
18. “Mars gezegenine ulaşmak, kendi kendine ulaşmaktan daha kolaydır.”
19. “Günümüzde, bizi tehdit eden tehlikenin doğadan gelmediğini, insan ve kitle ruhundan kaynaklandığını apaçık görüyoruz. Tehlike insanın ruhundan kopmuş olmasında.”
20. “Kuramları iyi öğren, ancak yaşayan ruhun mucizesine dokunduğunda onları bir yana bırak.”
21. “Bilinçaltı ürkütücü bir canavar değildir. Doğal bir organizmadır. Ancak bilinçli davranışımız ise yaramaz duruma girdiğinde tehlikeli olabilir. Kendimizi baskı altına aldıkça bilinçaltının tehlikelerine kendimizi maruz bırakmış oluruz.”
22. “Çocukken kendimi yalnız hissederdim; hala da öyle hissediyorum çünkü bazı şeyleri biliyorum ve bunları hiç bilmedikleri ya da bilmek istemedikleri anlaşılan insanlara bazı ip uçları vermeye çalışıyorum.”
23. “Duygusuz karanlığı aydınlatamayız ve bitkinliği harekete çeviremeyiz.”
24. “Ruhun başka hiçbir şeye indirgenemeyecek kadar kendine özgü bir doğası vardır.”
25. “Bir insan başkalarından çok daha fazla şey bildiğinde, yalnızlaşır.”
26. “Yarası olmayan şifacı olamaz. Çünkü gerçek iyileştirici güç, yaranın kendisinden gelir. Yalnızca yaralanmış hekimler iyi edebilir.”
27. “İnsanlar kendi ruhlarıyla yüzleşmekten kaçınmak için, ne kadar saçma olursa olsun her şeyi yapacaklardır.”
28. “Hayvan sürüleri kalabalıklaştıkça akıllanır; insanlar kalabalıklaştıkça aptallaşır.”
29. “Kabul etmedikçe hiçbir şeyi değiştiremeyiz.”
30. “Bilinç var olmanın ön koşuludur.”
31. “Aradığın şey, bakmayı en az istediğin yerdedir.”
32. “Kişi parlak öğretmenleri şükranla ama insani hislerimize dokunanları minnetle anar. Müfredat belli miktar yeni malzemedir, ama sıcaklık, büyüyen bir bitki ve bir çocuk ruhu için hayati önemde bir elementtir.”
33. “Düşünmek demek, sadeleştirmek, önemli olanın altını çizmek, önemsizi ayıklamak demektir.”
34. “Klasik bir söz vardır, eleştirdiğiniz her şeyde biraz da sizden bir parça bulunur.”
35. “Kimse ışığı hayal ederek aydınlanmaz. İnsanı aydınlatan karanlığı idrak etmektir.”
36. “Duygu olmaksızın karanlık ışığa, kayıtsızlık harekete geçirilemez.”
37. “Herkes içinde bir gölge taşır ve bu, bireyin hayatına ne kadar dahil olursa o kadar yoğun ve karanlık hale gelir.“
38. “Gölge kişiliğin tanımına dahildir: Güçlü adamın bir zayıflığı olmalıdır, akıllının bir yerde aptallığı; aksi takdirde, gerçek olamayacak kadar iyi biridir; yapmacıklığa ve kandırmaya başvuruyor demektir.”
39. “Düşünmek zordur. Bu yüzden çoğu insan yargılar.”
40. “Eğer yetenekli bir insansanız, bu bir şey kazandığınız anlamına gelmez, geri verecek bir şeyiniz olduğu anlamına gelir.”
41. “Giden birine tutunursanız, yeni gelenle tanışamazsınız.”
41. “İki kişiliğin buluşması, iki kimyasal maddenin teması gibidir: Herhangi bir reaksiyon varsa, ikisi de dönüşür.”
42. “Kişinin huzursuzluğu, mutsuzluğu, gerginliği, sıkıntısı, depresyonu onu uyandırmaya çalışan önemli dostlarıdır.”
Analitik Psikoloji Nedir?
Analitik Psikoloji, İsviçreli psikiyatrist Carl Gustav Jung tarafından geliştirilen psikoloji kuramının adıdır. Analitik Psikoloji ile bireyin ruhsal yapısının anlaşılması ve bilinçdışı süreçlerin aydınlatılması amaçlanır. Carl Gustav Jung, Analitik psikoloji kavramını ortaya atarken, Sigmund Freud‘un psikanalizinden de etkilenmiştir.
Carl Jung bilinçdışını, kişisel bilinçdışı ve kolektif bilinçdışı olarak ikiye ayırır. Kişisel bilinçdışı, bastırılmış ya da unutulmuş bireysel deneyimleri içerirken, kolektif bilinçdışı, doğuştan gelen bazı arketipler ve semboller etrafında şekillenir. Bu noktada özellikle arketiplerin yeri oldukça önemlidir. Bu arketiplere anima, animus, persona ve gölge arketipleri gibi arketipler örnek olarak verilebilir.
Carl Jung’a göre kişinin bireyselleşme süreci ve kendini keşfetmesi, kişinin bütünlüğü için oldukça önemlidir.
Carl Gustav Jung, karakterleri aşağıdaki farklı özelliklere göre sınıflandırmıştır: İçe dönük, dışa dönük, düşünce, duygu, duyum ve sezgi.
Carl Gustav Jung’un Bazı Eserleri
- Kırmızı Kitap (The Red Book / Liber Novus)
- Anılar, Düşler, Düşünceler (Memories, Dreams, Reflections)
- Psikolojik Tipler (Psychological Types)
- Arketipler ve Kolektif Bilinçdışı (The Archetypes and the Collective Unconscious)
- Dönüşüm Sembolleri (Symbols of Transformation)
- Aion: Benlik Fenomenolojisi Üzerine Araştırmalar (Aion: Researches into the Phenomenology of the Self)
- Psikoloji ve Simya (Psychology and Alchemy)
- Eşzamanlılık: Aksiyel Bağlantı İlkesi (Synchronicity: An Acausal Connecting Principle)
- İnsan ve Sembolleri (Man and His Symbols)
Çok çok teşekkürler saygılar
Rica ederim:) Sevgiler…