Bağlanma, aile ilişkileri, arkadaşlık ilişkileri ve romantik ilişkilerde kişinin davranış tarzını etkileyen ve hayatına yön veren en önemli olgular biridir. Bu yazımızda, bağlanma kuramı (bağlanma teorisi), bağlanma stilleri ve bu bağlanma türlerinin insan yaşamına ve davranışına etkilerini ele alacağız. Bu yazı özellikle Daniel Goleman ‘ın Sosyal Zeka kitabı, Sarah Tomley ‘in “Freud Bu İşe Ne Derdi: En Muhteşem Psikoterapistler Gündelik Sorunlarınızı Nasıl Çözerdi?” kitabı ve konu ile ilgili diğer okumalarımla hazırlandı. Bu yazıda, Prof. Dr. Nebi Sümer Hoca ‘nın bağlanma ile ilgili söyleşisinin önemli detaylarına da yer vereceğim.
Hocalardan Mutlu Evlilik Formülleri yazımıza göz atabilir, ilgili videoları da izleyebilirsiniz.
Bu Yazıda Neler Okuyacaksınız?
Bağlanma Nedir? Bağlanma Kuramı
Tanım olarak bağlanma, kişinin diğer insanlardan yakınlık beklemesi ve onların yanında kendini güvende hissetmesidir. Kişinin çocukluk döneminde, annesinden veya ona bakım veren başka birinden aldığı bakıma göre, kişide oluşan ve sonraki hayatındaki bütün ilişkilerinde, kilit rol oynayan bir davranıştır. Eğer erken çocukluk döneminde, bağlanma konusunda bir problem yaşamayan çocuklar, gelecekteki ilişkilerinde de problem yaşamama eğiliminde olurken, bu dönemi sorunlu geçiren çocuklar, ileriki ilişkilerinde çeşitli ilişki problemleri yaşarlar.
Bağlanma Kuramının kurucusu psikiyatrist John Bowlby ‘dir. 1960 ‘lı yıllarda John Bowlby ve arkadaşlarının hayvanlar ve insanlar üzerinde yaptıkları çeşitli deneyler sonucunda, Bağlanma kuramı, ortaya çıkmıştır. John Bowlby ‘nin çalışma arkadaşı gelişim psikoloğu Mary Ainsworth ‘da bağlanma teorisi ile ilgili önemli çalışmalar yapmış ve bağlanma stillerini farklı kategorilere ayırmıştır. Mary Ainsworth, bağlanmayı güvenli bağlanma, kaygılı bağlanma ve kaçıngan bağlanma olarak 3 farklı kategoriye ayırmıştır. Daha sonra Judith Solomon ve Mary Main, bu kategorilere, dördüncü bir bağlanma türünü, düzensiz bağlanmayı da eklemiştir.
Bağlanma teorisine göre, çocuğun dış dünya ile ilgili düşüncelerini, ilk çocukluk yıllarında ona bakım veren annesi ya da bakım veren baka birisi ile ilişkisi belirler. Bu dönemde çocuğa gösterilen davranışlar, onun ilerde güvenli bağlanma ile kolaylıkla yakın ilişki kurup kuramayacağını belirler.
Dünyaya yeni gelen bebekler, dışarıya oldukça muhtaç canlılardır. Bu nedenle çevrelerinden destek beklerler. Verilen desteklere göre, nelerin işe yaradığını veya yaramadığını sürekli test ederler. Bu testler sonucunda bazı kanılara varan bebekler, özellikle 12-18 aylık dönemlerinde, ileride insan ilişkilerinde gösterecekleri şablonu da belirlerler. Ve bu şablon güvensiz bir bağlanma şeklindeyse ve daha sonra çeşitli çalışmalarla düzeltilmediği müddetçe, bu kişiler kendilerini hayat boyu sürecek bir ilişki çıkmazında bulabilirler.
İsterseniz gelin, şimdide bağlanma stillerine yakından bakalım.
Bağlanma Stilleri
Bağlanma kuramı (Bağlanma teorisi) sonrasında yapılan çeşitli deney ve çalışmalarla bağlanma çeşitli kategorilere ayrılmıştır. Kimi kaynaklar bağlanma stillerini üçe ayırırken, bazı kaynaklar, dördüncü bir stilden de bahsederler. Bu bağlanma stilleri şu şekildedir:
- Güvenli bağlanma
- Kaygılı bağlanma
- Kaçıngan Bağlanma
- Düzensiz Bağlanma
Bağlanma stillerinden sadece güvenli bağlanma, sağlıklı bağlanmadır. Diğer bağlanma türleri, kişinin gelecekteki yaşamını olumsuz etkileyecek nitelikte, sağlıksız bağlanma türleridir.
Şimdi de isterseniz, bu bağlanma türlerinin detaylarına geçelim.
Güvenli Bağlanma
Bağlanma stillerinden tek sağlıklı olan bağlanma çeşidi, güvenli bağlanmadır. Peki, hangi çocuklar güvenli bağlanırlar? Güvenli bağlanma için ne gerekir?
Çocukluklarında annelerinin ya da onlara bakım veren kişilerce iyi bakılan ve onların sevgisini hisseden çocuklar, güvenli bağlanırlar. Güvenli bağlanan çocuklar, yetişkin olduklarında, diğer insanlarla bağ kurmakta zorlanmazlar. Onlara güvenirler ve onlarla kolaylıkla bağ kurarlar. İnsanlardan uzak durmadıkları gibi, onlara aşırı da yapışmazlar. Yani bağımlı bir ilişki tarzı yaşamazlar.
Güvenli bağlanan kişiler hem arkadaşlık ve dostluk ilişkilerinde hem de romantik ilişkilerde, karşılarındaki insana güven duyarlar. Onların zor zamanlarda yanlarından olacaklarını düşünürler. Onlara yardım eder, ihtiyaç duyduklarında onlardan yardım istemekten çekinmezler. Bu insanların müthiş bir bağ kurma kapasiteleri vardır.
Güvenli bağlanmanın en önemli olduğu yer romantik ilişkilerdir. Kişi güvenli bağlanmışsa, partnerine güven duyar ve bu güven, uzun süreli bir birlikteliğin temelini atar. Uzun süreli bir birliktelik için, en az bir tarafın güvenli olması gerekir. Çünkü böyle bir ilişkide, güvenli bağlanan taraf, güvensiz bağlanan karşı tarafın, bu bağı tekrar kurabilmesine yardım edebilmektedir.
Kaygılı Bağlanma
İkinci bağlanma türü güvensiz bağlanma stillerinden biri olan kaygılı bağlanma. Çocukluklarında onlara bakım verenler tarafından tutarsız davranılan, yani bir şefkatli bir öfkeli yaklaşılan çocuklar, kaygılı bağlanırlar. Bu bireyler, annelerinin ya da onlara bakım veren kişilerin sevgilerinden emin değildirler. Yine, aşırı korumacı ebeveynler tarafından büyütülen çocuklar da bu bağlanma stili görülebilir.
Kaygılı bağlanan bireyler yetişkinliklerinde, asla tatmin edilemeyen duygusal bir açlık hissederler. Bu kişiler hem insanlarla yakın ilişki kurmak isterler, hem de onlara güvenemezler. Bu kişiler yakınlığa özlem duyarlar fakat kendi değerlerinden de şüphe duydukları için, yakın ilişkilere kendilerini veremezler. Sürekli sevgi peşinde koşarlar ama karşı tarafın yakınlığından da şüphe duyarlar. İçinde bulundukları ilişkileri sürekli test etme eğilimindedirler ve sürekli güvence arayışındadırlar.
Kaygılı bağlanan kişiler, romantik ilişkilerde, müthiş bir terk edilme korkusu yaşarlar. Sevgililerinin ya da eşlerinin onları terk edeceğinden, aldatılacağından korkarlar. Hatta bu korku bazen öyle şiddetlenir ki, hayali kaçamakları kıskanır hale gelebilirler. Karşı tarafı ilişkiden uzaklaştıracak şeyler yaparlar. Ve kendi kendini gerçekleştiren kehanet gibi, eşlerini fazla bunalttıklarından, eşleri tarafından gerçekten terk edilebilirler. Kimi zaman da eşleri onları terk etmeden, kendileri ilişkilerini sabote ederek bunu yaparlar.
Kaygılı bağlanan insanlar, sıkıntılı günlerini başkaları ile sosyalleşmekte bulurlar. Çünkü bunun onlara fayda sağlayacağını bilirler.
Kaçıngan Bağlanma
Bağlanma stillerinden, bir diğer güvensiz bağlanma türü de kaçıngan bağlanmadır. Kaçıngan bağlanma da kaygılı bağlanma gibi sağlıksız bir bağlanma türüdür. Çocukluklarında, bakım veren kişiler tarafından yeterli ilgiyi görememiş, ihtiyaçlarının karşılandığını hissedememiş çocuklar, zamanla bu ilişkiden umutlarını keserler. Ebeveynleri fiziksel olarak yakın, fakat duygusal olarak uzak kalmışlardır. Anneleri ya da bakım veren diğer kişiler bu çocukların duygularını görmezden geldiğinden, kaçıngan bağlanan çocuklar, zamanla duygularını göstermekten kaçınan bir davranışa bürünürler. Kendi ihtiyaçlarını kendileri karşılamayı ve başkalarınınkiyle ilgilenmemeyi öğrenirler. Bir süre sonra da bu duyguların tamamen körü olurlar.
Kaçıngan bağlanan insanlar, başkaları ile ilişki kurmaktan ve yoğun duygulardan kaçınırlar. Çünkü başkalarına güven duymazlar. Kendilerini çok iyi, başkalarını kötü görme eğilimindedirler. Dolayısıyla, kendilerini başkalarından ve duygularından korumayı öğrenmişlerdir. Onlarla ilişki kurmak isteyen kişilere yeterli karşılığı vermezler ve kendi kendilerine yettiklerini düşündükleri bir dünyada yaşarlar. Onlara yakınlaşmaya çalışıldığında, tedirgin olurlar. Duygularını bastırma eğilimindedirler. Sadece öfkelerini net yansıtırlar. Çünkü öfke de bir bağ değil bir mesafe yaratır. Mesafe, kaçıngan bağlanan bireylerin adeta mottosudur.
Kaçıngan bağlanmanın negatif etkilediği en temel ilişki romantik ilişkilerdir. Bu şekilde bağlanan kişiler, ilişkilerini ayakta tutacak yeterli duyguyu gösteremezler. Eşlerine, onların duygularını anlamadığı izlenimini verir, eşlerinin gözünde duygusuz bir imaj çizebilirler. Bu kişiler, eşlerinden de duygusal olarak yakın olmalarını beklemezler.
Kaçıngan bağlanan bireyler, daha çok problem yaşadıkları günler, iyice insan ilişkilerinden kaçar ve bu durumu yine kendi kendileriyle kalarak çözmeye çalışırlar.
Düzensiz Bağlanma
Çeşitli kaynaklar, bağlanma stillerini temel olarak üçe ayırsa da bazı kaynaklarda dördüncü bir bağlanma türü ortaya koymaktadır. Bu bağlanma stili, düzensiz bağlanmadır. Düzensiz bağlanma, çocukluk döneminde ihmal edilmiş, istismara uğramış ve çeşitli travmalar yaşamış çocuklarda ortaya çıkabilmektedir.
Düzensiz bağlanan bireyler, yakın ilişki kurmak istemelerine rağmen, kırılmaktan korktukları için bu ilişkilerden uzak dururlar. Kendi içlerinde ilişkilerle ilgili olarak korku, güvensizlik ve iç çatışmalar yaşarlar.
Bu bağlanma stili de yine kendini en çok romantik ilişkilerde gösterir. Düzensiz bağlanma stiline sahip insanlar, sevgililerini bir yüceltir bir yererler. Sevgi ve nefret arasında gidip gelen duyguları vardır. Bu da ilişkileri için oldukça yıpratıcı olur.
Bağlanma Deneyleri
Bağlanma üzerine hem insanlar hem de hayvanlar üzerinde birçok deney yapılmıştır. Bu deneylerle, çocukluk döneminde çocuğa bakım veren kişilerin tavırları ve bu tavırların, çocuğun bağlanması üzerindeki etkileri araştırılmıştır.
Bağlanma Deneyleri: Harry Harlow Maymun Deneyleri
1958 ‘de Harry Harlow, rhesus makakları üzerinde bir deney yapmıştır. Bu deneyde maymun yavruları alınarak, onlara gerçek bir annenin sunacağı bazı özelliklerden sadece bir tanesini sunan yapay bir maymun anne verilmiştir. Bu yapay anneler şu şekildedir:
- Yumuşak tüylü bir maymun (hareket yok, besin yok)
- Süt şişesi bağlanmış bir maymun (süt yok, sıcaklık ve yumuşaklık yok)
- Hareket eden bir maymun (süt yok, sıcaklık ve yumuşaklık yok)
Bu deneyde, yavru maymunların sadece yemek sağlayan anne modeline değil, hareket etme kabiliyeti olan ve yumuşaklık hissi veren anne modeline ilgi gösterdikleri görülmüş. Fakat hareket kabiliyeti olmadığında, bebek maymunlar güven duymamıştır. Tabi deneyin sonunda, gerçek maymunlarla iletişim kurmayan bu maymunlarda anormal davranışlar görülmüştür.
Bağlanma Deneyleri: Mary Ainsworth Yabancı Durum Testi
Bir başka deneyde, Mary Ainsworth bebekler üzerinde bir çalışma yapmıştır. Bu çalışmaya yabancı durum testi adı verilmiştir. Çalışmada, 11-17 aylık bir çocuk yirmi dakika boyunca bir odada gözlemlenir. Odaya bebeğin annesi ve bir yabancı belirli aralıklarla girerler ve çıkarlar. Deney, çocuğun annesi olmadığında yaba vereceği tepkiyi ölçmeyi amaçlamıştır. Yine ölçülen bir başka şey de çocuğun bu deney süresince gösterdiği keşif çalışmalarıdır. Oyuncaklara ortama nasıl bakmaktadır, bir keşif yolculuğunda mı yoksa tedirgin bir bekleyiş içinde mi. Diğer ölçülen başka bir nokta da çocuğun annesinin gidiş gelişlerine verdiği tepkidir. Bu deney, bağlanma kuramına önemli katkılarda bulunmuştur.
Deneyde, güvenli bağlanan bebeklerin bazıları, anneleri odadan çıktığında, annelerinin geri geleceğini bildikleri için rahat davranmışlardır. Bir kısmı da kısa bir tedirginlik yaşasa ve ağlasa da kolay sakinleşmişlerdir. Ve anneleri gelince de ona ilgi gösterdikleri görülmüştür.
Kaygılı bağlanan bebekler, anneleri yanlarındayken onlara aşırı derecede yapıştıkları, anne odadan çıktığındaysa çok aşırı tepki gösterdikleri görülmüştür. Anne geri gelse de bu huzursuzluk kolay yatışmamıştır. Hatta annelerine karşı oldukça kızgın oldukları görülmüştür.
Deneyde, kaçıngan bağlan bebeklerde annelerine karşı bir umursamazlık görülmüştür. Anne odadan çıktığında, bu bebekler umursamamış, duygusuz bir şekilde oyunlarına devam etmiştir. Anneler geri döndüğünde de yine annelerine herhangi bir ilgi göstermekten kaçınmışlardır.
Son grup, düzensiz bağlanan bebekler, annelerine karşı düzensiz ve çelişkili davranışlar göstermişlerdir. Bir taraftan annelerine ilgi gösterirken, diğer taraftan saldırgan davranışlar göstermişlerdir. Onların varlığına tepki verirken, göz temasından kaçınmışlardır.
Bağlanma İle İlgili Kitaplar
Bağlanma, bağlanma stilleri ve bağlanma kuramaı ile ilgili kitaplara gelince, bu konuda sizlere iki kitap önereceğim. Bu kitaplar şu şekilde:
İlk Kitabımız, bağlanma kuramını kuran John Bowlby ‘nin Bağlanma isimli kitabı. Özellikle bağlanma ile ilgili detaylı bir kitap okumak isteyenler için önemli bir kaynak John Bowlby ‘nin Bağlanma kitabı.
İkinci kitap da, Amir Levine ve Rachel Heller ‘in yine aynı isimli Bağlanma kitabı. Bu kitap diğerine göre biraz daha kısa ve daha rahat okunabilecek bir kitap. Aşkı bulmanın ve korumanın yollarını öğretiyor kitap bize.
Kaynaklar:
Daniel Goleman–Sosyal Zeka
Sarah Tomley–Freud Bu İşe Ne Derdi: En Muhteşem Psikoterapistler Gündelik Sorunlarınızı Nasıl Çözerdi?
Gökhan Kösem
Bu yazımız sadece bilgilendirme amaçlıdır. Yazımızda herhangi bir tedavi öğesine ve önerisine yer verilmemiştir. Bu ve benzeri konularda tanı ve tedavi için mutlaka konunun uzmanlarına başvurunuz.